Köprü Anasayfa

Meşrutiyet'in 100. yılında Türkiye Demokrasisi

"Yaz 2008" 103. Sayı

  • Türkiye'nin Demokrasi Süreci

    Editör

    Siyasal kültürümüz içinde, cumhuriyet (meşrutiyet), demokrasi ve hürriyet gibi kavramların tartışılması 150 yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Buna rağmen bu süreçte oluşan birikimin istenilen seviyeye ulaştığını söylemek mümkün değildir. “Hürriyet”in ilanı olarak da bilinen 2. Meşrutiyet’in 100. yılını doldurduğu bu günlerde ferdî, toplumsal, ekonomik ve siyasal veriler bu kavramların ifade ettiği anlamın yeterince uygulama alanları bulamadığını göstermektedir. Bu sonucun oluşmasında etkili olan siyasal ve sosyolojik gerçeklerin köklerine inmek ve çözüm üretmek demokrasi kültürünü yaygınlaştırmak adına önem kazanmaktadır. Biz de “Köprü” dergisi olarak hem bu sürece dikkat çekmek hem de demokrasi kültürümüze katkıda bulunmak ve Türkiye’nin demokrasi serüveninde Bediüzzaman ve Risale-i Nurların yerini anlamak amacıyla “Türkiye’nin Demokrasi Süreci”ni tartışmaya açarak “Meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi, demokratikleşme, hürriyet, devletçilik, otoriterizm, hukuk devleti, insan hakları, adalet, Avrupa Birliği, sivil toplum” kavramları ışığında aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istedik.

    “Türkiye’nin demokrasi sürecini”ni tartışmak beraberinde birçok soruyu da gündeme getirecektir. Meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasi kavramları ne anlama gelmektedir? Demokrasimizin oluşma sürecinde Meşrutiyet-Cumhuriyet dönemlerini kısaca nasıl değerlendirebiliriz? Türkiye demokrasisinin temel problemleri ve kırılma noktaları nelerdir? Demokrasi kültürünün neresindeyiz? Türkiye’de insan hakları, demokrasi ve hukuk değerlerinin yerleşmesinin önündeki engeller nelerdir? Türkiye-AB ilişkilerinin demokrasimize katkıları nelerdir? Otoriter etkiler bu süreci nasıl etkilemiştir? Darbelerin demokrasi sürecindeki rolü ve etkileri ne olmuştur? İslam ve demokrasi arasındaki ilişki nedir? Ülkemizin Anayasa bağlamında ve uygulamalardaki “hukuk devleti” anlayışını insan hakları açısından nasıl değerlendirebiliriz? Bediüzzaman’ın anayasa, demokratik hukuk devleti, eşitlik, adalet ve hürriyet konularındaki açılımları nelerdir? Siyaset bilimi açısından toplumun sivilliği ile demokratikleşme arasındaki ilişki nedir? Soruları bunlardan sadece bir kaçıdır.

    İmparatorluktan cumhuriyete geçiş sürecinde hakim olan devlet merkezli kodların bugün de belirleyici unsurlar olması, otoriter eğilimlerin terk edilemeyişi, bireysel hak ve hürriyetlerin sürekli ötelenmesi, demokrasimizin istenilen düzeye ulaşmasını engellemektedir. Bu tür problemlerin nasıl aşılacağı da cevap bekleyen sorulardandır.

    Bediüzzaman Said Nursi, meşrutiyet-cumhuriyet, demokrasi ve hürriyet kavramlarına getirdiği orijinal yorumlarla dikkat çekici bir isimdir. Bediüzzaman’ın 2. Meşrutiyet’ten itibaren katıldığı tartışmalarda, bu konularla ilgili sunduğu argümanlar çağdaş demokrasinin ipuçlarını bize vermektedir.

    Bediüzzaman Said Nursi, “demokrasi” düşüncesini adalet, meşveret (parlamento) ve kanun hakimiyeti gibi üç temel üzerine inşa etmektedir. Bununla birlikte Nursi, demokratikleşmeye dini kaynaklardan deliller getirip demokrasiye din adına sahip çıkmakta ve bu olgunun temelini; hürriyet, millet hakimiyeti ve eşitlik gibi kavramlarla pekiştirmektedir. Bediüzzaman, bu fikirlerin toplumda yer bulması ve yaygınlaşması için yararlanılması gereken bir tecrübedir.

    Biz de bunları göz önünde bulundurarak 103. sayımızın dosya konusunu, Meşrutiyet’in 100. yılını da dikkate alarak “Türkiye’nin Demokrasi Süreci” olarak belirledik. Bu sayıda genel olarak demokrasi teorilerini, çağdaş-hürriyetçi demokrasinin özelliklerini, Bediüzzaman’ın bu hususlardaki görüşlerini, “şura” kavramının demokrasiyle ilişkisini, Meşrutiyet döneminin özelliklerini ve Meşrutiyet’in demokrasimiz açısından önemini okuyabilirsiniz. Bu sayımızda ayrıca Risale-i Nur Enstitüsü’nün 30 Mart 2008’de düzenlemiş olduğu “Meşrutiyetin 100. Yılında Türkiye’nin Demokrasi Serüveni” başlıklı panelin konuşma metinlerine de yer verdik. Demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin, barışın ve insani değerlerin hakim olduğu bir Türkiye özleminin çabası olarak yorumlanabilecek bu sayının demokratikleşme çabalarına katkıda bulunmasını temenni ediyoruz. Sizleri dergimizle baş başa bırakırken önümüzdeki sayıda da aynı konuyla karşınızda olmayı ümit ediyoruz.