Köprü Anasayfa

Türkiye'nin Demokrasi Süreci

"Güz 2008" 104. Sayı

  • Türkiye’nin Demokrasi Süreci

    Editor

    “Türkiye’nin demokrasi süreci”ni tartışmaya açtığımız bir önceki sayıda Bediüzzaman’ın meşrutiyet-cumhuriyet, demokrasi ve hürriyet kavramlarına getirdiği orijinal yorumlara dikkat çekmiş ve “Meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasi kavramları ne anlama gelmektedir? Türkiye demokrasisinin temel problemleri ve kırılma noktaları nelerdir? İslam ve demokrasi arasındaki ilişki nedir? Bediüzzaman’ın anayasa, demokratik hukuk devleti, eşitlik, adalet ve hürriyet konularındaki açılımları nelerdir? Siyaset bilimi açısından toplumun sivilliği ile demokratikleşme arasındaki ilişki nedir?” sorularına cevaplar aramıştık.

    Siyasal kültürümüz içinde, cumhuriyet (meşrutiyet), demokrasi ve hürriyet gibi kavramların tartışılması yüz elli yıllık bir geçmişe dayanmasına rağmen bu süreçte oluşan birikimin istenilen seviyeye ulaşmadığını görmek temel çıkış noktalarımızdan biriydi. Şüphesiz yüz elli yıllık bir süreci kapsayan ve ferdî, toplumsal, ekonomik ve siyasal veriler ışığında değerlendirildiğinde istenilen seviyeye ulaşmadığı görülen bir demokrasi hareketinin işaret ettiği problemler yumağını bir sayı içersinde çözebilmek ve bunu her yönüyle tartışabilmek pek mümkün değildi. Bu nedenle; demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin, barışın ve insani değerlerin hakim olduğu bir Türkiye özleminin çabası olarak değerlendirdiğimiz bir önceki sayının ardından 104. sayımızda da aynı konuyu tartışmayı uygun gördük. “Köprü” dergisi olarak demokratikleşme süreci açısından son günlerde yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak demokrasi kavramıyla birlikte bu hususta Bediüzzaman tecrübesine tekrar be tekrar dikkat çekmek amacıyla “Meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi, demokratikleşme, hürriyet, devletçilik, otoriterizm, hukuk devleti, insan hakları, adalet, Avrupa Birliği, sivil toplum” kavramları ışığında konuyu tartışmaya devam ettik.

    Bu sayıda genel olarak çağdaş-hürriyetçi demokrasinin özelliklerini, Said Nursi’nin demokrasi düşüncesine katkısını ve bu hususlardaki görüşlerini, yüz yıllık bir demokrasi manifestosu sayılabilecek Münazarat’ın ihtiva ettiği anlam haritasını, demokratik ve laik devletin dine yaklaşım biçiminin nasıl olması gerektiğini ve demokratikleşme sürecinde yargının rolünü bulabilirsiniz. Dosya dışı yazılara da yer verdiğimiz bu sayının demokratikleşme süreci açısından amaçladığımız olumlu takviyeyi sağlayacağını ümit etmekteyiz.

    Sizleri dergimizle baş başa bırakırken önümüzdeki sayıda “Anayasa” konusuyla karşınızda olmayı ümit ediyoruz.