Köprü Anasayfa

Çağımızın Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli

"Bahar 2010" 110. Sayı

  • Çağımızın Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli İnsan, İman, Ahlak, Gençlik, Kadın ve Aile

    Editör

    İnsanlık tarihinin en buhranlı dönemlerinden birini yaşadığımız pek çok düşünür tarafından dile getirilmektedir. Teknolojiyle birlikte hızla değişen sosyal olgular, başta insan ve gündelik hayat olmak üzere, toplumların siyasal, ekonomik ve sosyal yapılarına yeni görünümler kazandırmıştır. Bu hızlı değişim insan hayatına şüphesiz pek çok artı değer katmıştır; ancak bugün tartışılan, bu değişimin insandan aldıklarıdır.

    19. yüzyıla hâkim olan ve 20. yüzyıla yansıyan ideolojiler, bütün boyutlarıyla hayatı etkileyen toplumcu ve otoriter görüşler, 21. yüzyıla girilirken etkinliğini yitirmeye başlasa da etkileri devam etmektedir. Geçen asırda iki dünya savaşı ile milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir; ancak “izm”lerin etkisindeki insanlık, bundan daha yıkıcı bir şekilde varlık gayesinden uzaklaşarak ebedi hayatını yitirme tehlikesiyle yüz yüze kalmıştır. Bu yüzyılda, insanın kendi varlığıyla ilgili sorgulamaları insanlığın en büyük iç çatışmalarını meydana getirirken insanlığa iç huzuru sağlayacak ve varlığını anlamlı kılacak arayışlar ön plana çıkmıştır. Son yaşadığımız ekonomik krizin insan hırsı ve açgözlülüğü ile ilişkilendirilmesi, ekonomik krizle ilgili insanın özüne yönelik değerlendirmeler yapılması bu arayışların neticesidir. Bugün genel anlamda insanlığın birçok problemle boğuştuğu, insanlığın birçok noktada yeni arayışlara yöneldiği göz önünde bulundurulduğunda Bediüzzaman’ın çağımız insanına sunduğu reçetelerin ne kadar anlamlı olduğu görülecektir.

    Bediüzzaman, pozitivizmin aşırı maddeciliğiyle huzursuz ettiği insana yaradılış gayesini hatırlatmakta ve insanı Rabbinin sonsuz merhamet, şefkat ve keremiyle tanıştırmakta, yaratıcı-kul ilişkisini sürekli canlı tutmakta ve bunu hayatın her alanında görünür kılacak fikirler serdetmektedir. Bediüzzaman’ın bugün dünyanın sorunu haline gelen ve toplumda fertler arasında yaygınlaşan inançsızlık eksenindeki menfaatperestlik, bencillik, kendi çıkarını düşünme, güçsüzü ezme, hukuka riayetsizlik gibi hastalıklara karşı tepeden inmeci bir siyasi yaklaşımdan ziyade imanlı fertleri önermekte ve bunun da yol haritasını sunmaktadır. İnsanın ve toplumun mesh-i manevisine sebep olan bireysel ve toplumsal ahlâkî dejenerasyonun önünü açan kuvvet, menfaat, sefahat, çatışma ve ırkçılığa dayanan bir medeniyete karşı toplumların çoğunluğunun mutluluğunu tazammun eden hak, hukuk, adalet, fazilet, kardeşlik ve yardımlaşma esaslarına dayanan Kur’an medeniyetinin prensiplerini açıklamaktadır.

    Bunlardan yola çıkarak insanlığın pek çok alanda yaşadığı problemlerin Bediüzzaman’ın fikirleri ışığında çözülebileceğini düşünmekteyiz. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından 20-21 Mart 2010 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli” konulu V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi’ bu bağlamda önemlidir ve çağımız insanının yaşadığı problemlere çözüm sunacak niteliktedir. Biz de bunu göz önünde bulundurarak, bu sayımızı bu kongreye ait tebliğlerin bir kısmına ayırdık. Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşlerini, insanlığı tarumar eden sorunlar karşısındaki çözüm önerilerini bir kez daha düşünmeyi ve araştırmayı hedefleyen bu çaba, Kur’an’ın sunduğu medeniyet anlayışı ve hayat tarzının toplumda nasıl bir görünüm sağlayacağını anlamamıza da yardımcı olacaktır.

    Tüm dünyayı saran bu problemler yumağının ve ülkemizi krizlerle boğuşturan sorunların, Bediüzzaman’ın müjdelerini verdiği şekilde, beşerin saadetine yol açan hakikatlerin zemin bulacağı ve fazilete, ahlâka ve adalete dayalı bir dünyayı doğuracağı ümidiyle sizleri dergimizle baş başa bırakıyoruz. Gelecek sayıda V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi’nin “Siyaset, Demokrasi, İnsan Hakları, Kürt Sorunu ve Dünya Barışı” başlıklı masa çalışmalarına ait tebliğ ve sonuç bildirileriyle karşınızda olmayı ümit ediyoruz.