Köprü Anasayfa

Ocak-Nisan 2018

"Köprü" 139. Sayı

  • Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi Hakkında Gelen Tenkidlere Mukabil Nur Talebelerinin Hak ve Hakikati Savunma Usul ve Esasları

    The Procedures and Principles of Defending the Right and Truth of the Nur Students Against the criticism about Risale-i Nur and Bediüzzaman Said Nursi

    Metin Karabaşoğlu

    İstanbul

    Köprü • Sayı: 139 • Ocak-Şubat-Mart-Nisan 2018 • ISSN: 1300-7785 • ss. 67-77

    Risale-i Nur’un telifi tek parti dönemi şartlarında gerçekleşmekle beraber, onun ilk muhatapları Osmanlı dönemi şartlarında büyümüş kişilerdir. Dolayısıyla medrese ve dergâhların henüz meşru ve makbul ilim, eğitim ve terbiye merkezleri olduğu bir dönemde, hepsinin İslamî ilimler konusunda belli bir müktesebatla Risale-i Nur’a muhatap oldukları görülür. İlk talebelerinin Bediüzzaman’a yazmış olduğu Barla Lâhikası’nda yer alan mektuplar bunu açıkça gösterir. Bediüzzaman’ın Barla’da muhatap olduğu bu ilk talebeleri –İslamî ilimlere ve bu arada Arapça’ya vukufiyetleri Eski Said döneminde Van ve Bitlis’te muhatap olduğu talebeleri düzeyinde olmasa da– henüz tahribe uğramamış bir dil, kavram ve anlam dünyası içinde Risale-i Nur’u tanımış insanlardır. Dolayısıyla hem muhteva hem de kelime ve kavram düzeyinde onu anlamakta ve kıymetini takdirde zorlanmamışlardır. Barla Lâhikası’ndaki mektuplar incelendiğinde Bediüzzaman’ın ilk muhataplarını ‘cahil köylüler’ olarak sunan yaygın anlatının isabetsizliği açıkça ortaya çıkar. Bu isimlerin bir kısmı ise kendileri için evvelce ilim ve irşad hizmeti sunmuş bazı âlimlerin veya sûfîlerin tedrisinden geçmiş şekilde ve onların da tensip veya teşvikiyle Bediüzzaman’a ve Risale-i Nur’a muhatap olmuşlardır.


    Yazının devamı için lütfen tıklayınız!