Köprü Anasayfa

Eylül-Aralık 2019

"Köprü" 144. Sayı

  • İttihad-ı İslam

    İttihad-ı İslam

    M. Nihat DERİNDERE

    İstanbul

    Köprü • Sayı: 144 • Eylül-Aralık 2019 • ISSN: 1300-7785 • ss. 153-166

    (Bu makale 3 Mart 2019’da Risale-i Nur Enstitüsü’nce düzenlenen seminerden alınmış notlardan oluşturulmuştur.)  Seminer videosu için lütfen tıklayınız!

    İttihad ve İslam

    “İttihad” birlik demek. “İslam” ise bir hakikatin ismi, bir dinin ismi, aynı zamanda o dine bağlı olanları da ifade ediyor. “İttihad-ı İslam” dediğimizde kastettiğimiz şey daha çok “Müslümanların birliği” oluyor. Müslümanların birliği dediğimizde de onların itikadî birliğini siyasî birliğinden önceleyerek konuşacağız.

    Birlik Olması Gereken Yerde Tabiî Olarak Parçalanma Vardır

    Bir birlikten zaruret olarak söz ediyorsak muhakkak bir parçalanmadan da söz ediyoruzdur. Onun zımnında bu vardır zaten. Dolayısıyla İslam’da ihtilafın, çatışmanın, parçalanmanın, dağılmanın hem itikat hem sosyal hayat hem de siyasette kısa bir tarihini size sunmak isterim. Üstad Bediüzzaman’ın İslam’da ihtilafın kısa tarihi üzerine söyledikleri elbette çok da kısa sayılmaz. Risale-i Nur içerisinde yapacağımız bir çalışma bize çok bereketli ve zengin sonuçlar verecek. Başta şöyle bir tespitini nakledeyim: On Üçüncü Şua’da Abbasîler zamanından itibaren başlayan bir parçalanmadan söz ediyor Üstad Bediüzzaman hazretleri. Bir hadis-i şerifin müteşabih olduğunu ve tevilinde dikkat edilmesi gerektiğini bildirdikten sonra şöyle diyor: “Abbasîlerin zamanında, o tarihte Mu’tezile, Râfizî, Cebrî ve perde altında zındıklar, mülhidler, İslamiyet’i zedeleyen çok firak-ı dâlle meydana gelmiştiler.”

    Yazının tamamını görüntülemek için lütfen tıklayınız!