Köprü Anasayfa

Devlet ve İktidar

"Bahar 97" 58. Sayı

  • Çağdaş İslâm Siyaset Edebiyatında "Nizamu'l-Hukm" Adlı Eserler

    Vecdi Akyüz

    Kökleşik dönem İslâm siyaset edebiyatı gibi, çağdaş/modern dönem İslâm siyaset edebiyatı da yeterli ölçüde ilgi çekici bir araştırma ve inceleme alanı olmamıştır. Çağdaş İslâm siyaset edebiyatı, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın ilk yarısının büyük bölümünde, kökleşik dönemin en önemli sorunu olan hilafet/imamet konusunu gündeme getirerek ayrıntılı biçimde ele alıyordu. Yalnızca Türkiye’deki İslâmcılar, bunun yanısıra meşrutiyet ve onunla ilgili kavramlara da yöneliyor, kimi yeni düşünce ve yorumlar üretiyor, yeni bir dil geliştiriyordu.1

    Hilafetin 1924’te kaldırılmasından sonra, Mısırlı Ali Abdurrâzık’ın 1925′ te yayımlanan el-İslâm ve Usûlu’l-Hukm adlı kitabı, özellikle Mısır’da büyük tartışmalara yol açıyordu.2 Bu kitabın yazılmasından sonra, kökleşik dönem Ehl-i Sünnet siyaset kavramlarını kullanan gelenekçiler ile dinin devletten ayrılmasını savunan yenilikçiler, kesin çizgilerle birbirinden ayrıldı. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, özellikle gelenekçi çizgi içinde yer alabilecek olan bazı yazarlar, Usûlu’l-Hukm ve Nizamu’l-Hukm başlıklarıyla, siyaset ve kamu hukukunun konularını ele alan eserler yazmaya başladılar. Bu çalışmamızda, tamamen inceleme kolaylığı açısından, koşut bir alt-alan olan Usûlu’l-Hukm adlı eserler bir yana bırakılacak, Nizamu’l-Hukm adlı eserler ele alınacaktır.

    Nizamu’l-Hukm ortak başlığını kullanan başlıca yazarlar ve eserlerini, şöylece sıralayabiliriz:

    1) Muhammed Yusuf Musa, Nizamu’l- Hukm fi’l-İslâm, Kahire 1962, ty. 2. b.

    2) Abdulhamid Mutevelli, Mebâdiu Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, ma’a’l-Mukârane bi’l-Mebâdii’d-Dustûriyyeti’l-Hadîse, İskenderiye 1966, Daru’l-Maarif; 1978, 4.b.

    3) Muhammed Abdullah el-Arabî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, Kahire ty. Daru’l-Fikr.

    4) Ali Mansur, Nuzûmu’l-Hukm ve’l-İdare fi’ş-Şeriati’l-İslâmiyye ve’l -Kavânîni’l-Vad’ıyye, Beyrut-Libya 1971, Daru’l-Feth li’t-Tıbaa ve’n-Neşr- es-Seyyid er-Remman Buşeyne.

    5) Muhammed el-Mubarek, Nizamu’l-İslâm: el-Hukm ve’d-Devlet, Beyrut 1974, Daru’l-Fikr.

    6) Zafir el-Kâsımî, Nizamu’l-Hukm fi’ş-Şerîa ve’t-Tarihi’l-İslâmî, Beyrut 1978, 1987 (3. b.), Daru’n-Nefâis.

    7) Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî, Kavâidu Nizami’l-Hukm fi’l-İslâm, Kuveyt 1980, Daru’l-Buhûsi’l-İlmiyye.

    8) Mahmud Hilmi, Nizamu’l-Hukmi’l-İslâmî Mukâranen bi’n-Nuzûmi’l-Muasıra, Kahire 1981, 6.B.

    9) Ömer Şerif, Nizamu’l-Hukm ve’l-İdare fi’d-Devleti’l-İslâmiyye, Kahire 1982, Matbaatu’l-Medenî.

    10) Abdulmuteal Muhammed el-Cebrî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm bi-Aklâmi Felâsifeti’n-Nasâra, Kahire 1984, Mektebetu Vehbe.

    11) Abdulhamid İsmail el-Ensarî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, Devha 1985, Daru’l-Katarib.

    12) Hasan es-Seyyid Besyuni, ed-Devlet ve Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, Kahire 1985.

    En özgünlerini 1, 2, 6 ve 8. sıralardakilerin oluşturduğu bu listenin incelenmesinden anlaşılacağı gibi, Nizamu’l-Hukm adlı ilk eser, Mısırlı bir İslâm hukukçusu olan Muhammed Yusuf Musa tarafından 1962’de yazılmıştır. Bu eser çok etkili olmuş ve kaynak niteliğini kazanmıştır. Aynı başlığı taşıyan eserler bundan sonra da yazılmaya devam etmiş, ancak 1990’lı yıllarda bu türden eserler artık görülmez olmuştur veya en azından az sayıda yazılmaktadır. Şu halde, Nizamu’l-Hukm başlıklı eserler, 1960-1990 arasında yoğunlaşmış bulunuyor. Bunun anlamı, yazarların kökleşik dönem kavramlarını bırakıp, çağdaş siyaset ve hukuk bi-limleri tasniflerinden ve dilinden yararlanarak, İslâm’ın siyaset ve kamu hukuku alanlarındaki görüşlerini ortaya koymaya çalıştıklarıdır.

    Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğindeki koşutluklar, çok dikkat çekici boyuttadır. Hepsinde anahtar kavram, hilafet/el-imametu’l-uzma olmaktadır. Bunun böyle olmasında şaşılacak bir durum yoktur. Çünkü kökleşik dönem İslâm siyaset ve kamu hukukunun da birinci kavramı, hilafet/imamet kavramıdır. Bu kavram ele alınırken, iki eserin, Muhammed Yusuf Musa ile Abdulhamid Mutevelli’nin 1 ve 2. sıralardaki eserlerinin, öncelikle İslâm’ın devletin kuruluşuyla ilgili görüşünü sunduklarını görüyoruz. Öteki yazarlar, genellikle bu konuyu ihmal ederek veya çok kısa geçerek, devletin varlığını tabii bir durum olarak kabul eder gibidirler. Halife veya (Muhammed Yusuf Musa’nın deyimiyle) yüksek yönetici; seçilme şartları, seçilme veya işbaşına gelme yöntemleri, seçici kurul, bey’at, devlet başkanının hakları ve görevleri alt başlıkları çerçevesinde incelenir.

    Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğindeki ikinci ortak kavram; şura, adalet, hürriyet ve eşitlik kavramlarını içeren "yönetimin temelleri" (mebâdiu/kavâidu’l-hukm) kavramıdır. Bunlar içinde en ağırlıklı yer tutanı, şüphesiz şura’dır. Şura’nın niteliği, kapsamı, yöntemi ve bağlayıcılığı irdelenir; demokrasiyle bağıntısı kurularak karşılaştırma yoluna gidilir.

    Hilafet ve yönetimin temelleri dışındaki kavramlar, ortak olmayıp, belli eserlerde incelenir. Egemenlik (siyâdet) kavramı, Muhammed Yusuf Musa ile Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî’nin eserlerinde özgül kavram olarak dikkat çeker. Bu kavramı, genişçe işleyen Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî, bu çerçevede İslâm-demokrasi ikilemini de ele alarak, olumsuz bir tutum takınır.

    İkinci özgül kavram, devletin işlevleriyle ilgili organlar (sultat) kavramıdır. Bir anayasa hukukçusu olan Abdulhamid Mutevelli, bu kavramı, anayasa hukukundaki çerçevesiyle ele alırken, Zafir el-Kâsımî ise vizaret, vilayet, imaret ve eserinin bir cildini ayırdığı kaza başlıklarıyla ele alır. Abdulhamid Mutevelli ‘nin özgül kavramı, kadının siyasi hakları sorunudur; katılımcı bir yaklaşımı benimsediği anlaşılıyor.

    Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğini belirledikten sonra, gerek kökleşik, gerekse modern dönemde benzer veya yakın konuları inceleyen bilim dalları açısından bir karşılaştırma denemesi yapabiliriz.

    Bilindiği gibi, kelam ilminin kökleşik sistematiğinde son bölüm, imamet konusuna ayrılır. Bu bölümde; imametin gerekliliği, şartları, işbaşına gelme yöntemleri, bey’at ve halifenin hakları ve görevleri, iki halifenin varlığı gibi konular teorik çerçevede işlenir. Biraz önce belirttiğimiz üzere, Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin birinci anahtar kavramı da imamettir. Ancak Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin özgün yanı, konuyu çağdaş kavramlarla ve karşılaştırmalı biçimde sunmasıdır. Karşılaştırma, iki şekilde yapılır: 1) Ağırlığı farklı oranlarda olmakla birlikte, kökleşik dönem kelam veya hukuk bilginlerinin görüşleri arasında. 2) Modern anayasa teorisi ve pratiği çerçevesinde. Kimi yazarlar, bu karşılaştırmalardan birini yeğlerken, ötekileri iki karşılaştırmayı birden yapar. Bu açıdan, Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin, anayasa hukuku sistematiğindeki devlet başkanı kavramını ödünç alarak konuyu işlediklerini görüyoruz. Böylece Nizamu’l-Hukm adlı eserler, kökleşik kelam sistematiğindeki imamet kavramını, anayasa hukuku siste-matiğinden ve dilinden de yararlanarak gündeme getirir.

    Kökleşik İslâm siyaset edebiyatı ürünlerinden el-Ahkâmu’s-Sultâniyye adlı eserlerin birinci bölümü, yine imamet/hilafet konusunu ele alır. Bu eserlerin özgünlüğü, konuyu daha hukuki bir dil ve sistematik çerçevesinde işlemesinde yatar. Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin imamet konusunu işle-yişleri de, daha çok el-Ahkâmu’s-Sultaniyye’ler etkisindedir.

    Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin, "yönetimin temelleri" adını verdikleri kavram ise, daha çok anayasa hukuku sistematiğindeki devletin nitelikleri başlığı altına girer. Dolayısıyla Nizamu’l-Hukm edebiyatının, bu alanda anayasa hukuku sistematiğinden yararlandığı anlaşılıyor.

    Devlet başkanı ve devletin nitelikleri konuları, siyasi sistemin işleyişi çerçevesinde, hukukiliğinden çok siyasiliği öne alınarak siyaset biliminin siyasi rejimler alt-disiplini içinde işlenir. Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin bir kısmında da bu inceleme yöntemini andıran kimi özellikler bulunmakla birlikte, onları siyasi rejimler incelemesinden uzak olarak değerlendirebiliriz. Bu açıdan, Nizamu’l-Hukm adlı eserleri, daha çok siyaset bilimi tasnifindeki siyaset teorisi çerçevesinde düşünebiliriz.

    Egemenlik ve devletin organları kavramları, genel kamu hukuku ile anayasa hukukunun ortak kavramları sayılmakla birlikte, genel kamu hukuku egemenlik, anayasa hukuku ise devletin organları kavramını daha ağırlıklı olarak işler. Nizamu’l-Hukm adlı eserleri bu açıdan değerlendirdiğimizde, kapsamlı olmaktan ziyade, sınırlı olarak görürüz.

    Sonuç olarak şu hususları belirtebiliriz: Nizamu’l-Hukm adlı eserler, 20. yüzyılın 1960’lı yıllarından itibaren ortaya çıkmış ve 1990’lı yıllara kadar varlığını sürdürmüştür. Bu eserlerin yazılışındaki en önemli amaç, İslâm siyaset ve kamu hukuku anlayışını çağdaş insanın anlayacağı bir dil ve siste-matik içinde sunmak olmuştur. Sayılarını on küsur olarak belirlediğimiz bu eserlerin bir kısmı, başarılı ilk örneği taklide yeltenerek başarısız olmuş, ancak birkaç tanesi özgün bir katkı olarak ortaya çıkmıştır.

    Dipnotlar

    1. İsmail Kara, İslâmcıların Siyasi Görüşleri, İstanbul 1994, s. 97-224.

    2. Hamid İnayet, Çağdaş İslâmi Siyasi Düşünce, İstanbul 1988, s. 115-119; Hamid İnayet, Arap Siyasi Düşüncesinin Seyri, İstanbul 1991, s. 203-211.