Köprü Anasayfa

Alevilik

"Bahar 98" 62. Sayı

  • Alevilik

    Editör

    Alevilik dosyası ile yine karşınızdayız. Alevilik, tarihi ve sosyolojik uçları ile Türkiye’nin inkâr edilemez bir gerçeğidir. Bu gerçek bazen kimlik sorunu, bazen hoşgörü, sevgi, barış, bazen de kavga ve çatışma unsuru olarak kendini göstermiştir. Alevi kimliğinin gerek Alevilerce gerekse bilim çevrelerince gereken netlikle tanımlanamaması, suistimale açık bir kapı bırakmıştır. Bugün, zihinleri meşgul eden ve Alevilerce de kesin cevapları ortaya konulamayan pek çok soru mevcuttur. Bir yandan Aleviler, kendi kimliklerini ortaya koyma mücadelesi verirken, diğer yandan onların sosyo-kültürel sayısal gücünden yararlanmaya yönelik çalışmalara şahid olunmaktadır. Ayrıca kotarılmaya çalışılan Sünni-Alevi zıtlaşmasıyla, Türkiye üzerinde yeni bir çatışma alanı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bahar’98 sayımızla bütün bu net olmayan durumlara kısmen de olsa bir açıklık getirmeyi hedefledik.

    Hem Alevi, hem de Sünni kesimden ulaştığımız araştırmacıların Alevilik yorumu çok çeşitlilik gösteriyordu. Sol kesimin Aleviliğe yaklaşımı, büyük bir oy potansiyeline sahip olan Alevileri günübirlik politikalarla kaçırmamaya yönelikti. Milliyetçi aydınlar, çeşitli Alevi motiflerini Orta Asya kültürü ile açıklayarak, farklı bir bakış açısı geliştirdiler. Sünni kesimin halk tabakaları ise “mum söndü” gibi çeşitli yanlış anlama motif-lerinin etkisiyle, önyargıdan sıyrılabilmiş değildi. Sünni aydınların Aleviliğe bakış açıları mütereddit ve çekingendi.

    Alevi toplumu, içine sıkışıp kaldığı dar kalıpdan kendini yeni yeni kurtarıyor. Uzun bir süre gizlemek zorunda kaldığı kimliğini, nasıl tanımlayacağına henüz karar verebilmiş değil. Benzer söylemleri paylaşan Aleviler grup grup toplanarak çeşitli parti, vakıf ve dernekler kurarak biraraya gelmeye çalışıyorlar. Alevi toplumu, şehirleşme ile beraber maruz kaldığı kimlik bunalımından kurtulabilmek için çeşitli yayınlarıyla direnmeye çalışıyor. Bu yayınlar ile ağırlıklı olarak sevgi, barış ve hoşgörü kavramları üzerine yığınak yapmalarına rağmen, gençlerini anarşist örgütlerin içinde yer almaktan koruyamıyorlar.

    Selim Sönmez, Bediüzzaman Said Nursi’nin Aleviliğe yaklaşımını incelediği yazısında orijinal yaklaşımlar öneriyor. Alevi-Sünni zıtlaşmasıyla ilgili birçok sorunun anlama eksikliğinden kaynaklandığını belirliyor. İlyas Üzüm’ün Aleviliğin inanç ve ibadet anlayışlarının kültürel temellerine dair yaptığı çalışma Aleviliğin İslami temellerini görmek bakımından önemli.

    Durmuş Hocaoğlu, ayrıntılı ve geniş çalışmasında “Milli mutabakat” çerçevesinde ele aldığı Aleviliğin felsefi temellerini inceliyor.

    Her kesimden yazarların çalışmalarının bulunduğu dosyamızda, bütün yazıların yazarlarını bağladığını hemen belirtelim. Her hangi bir çalışma hakkında gelecek eleştirileri değerlendireceğimizin bilinmesini isteriz.

    “İslamî hizmet tarzı”nın ele alınacağı Köprü’nün Yaz’98 sayısında, hiç çalışılmamış konuların analizleriyle, yeniden buluşmak dileğiyle.