Medeniyet
"Kış 2003" 81. Sayı
Oliver Leeman
Konuşan: Selim Sönmez-Hakan Yalman
Önce sizi okurlarımıza tanıtmak istiyoruz. Bize biraz kendinizdenbahseder misiniz?
ABD’de Kentucky Üniversitesi’nde felsefe öğretimi ile uğraşıyorum. İslamfelsefesi konusunda ve özellikle İbn-i Rüşd, İbn-i Sina, Farabî, Gazalîgibi İslam düşünleri konusunda çalışıyorum. Bu çalışmalarımıyaparken Said Nursî de çok ilgimi çekti. Çünkü, Onun genel kelâm yaklaşımıve bu gelenek içinde çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İslam düşüncesiiçerisinde de çok güçlü; pek çok felsefi kavramı rahatlıkla kullanıyor.Ben İslam felsefesi, genel anlamda felsefe ve din konusu ile yakındanilgileniyorum. Said Nursî, bir felsefe adamı ve düşünür olarak benim hayatımdaönemli bir yer tutuyor.
Küreselleşme ve medeniyet konuları açısından bakıldığında, sizce Bediüzzaman’ındünyada yeni oluşan medeniyet ve küreselleşme konularının anlaşılmasınakatkıları nelerdir?
Said Nursi bir düşünür olarak küreselleşme ve medeniyet konularıylailgilendi. Küreselleşmenin bir tehdit olduğunu ancak, Müslümanların bundankorkmaması gerektiğini söyledi. Çünkü, Müslümanların kolayca bunun üstesindengelebileceklerine inanıyordu. Onun açısından, küreselleşme İslamtoplumlarını yutacak bir canavar değildi.
Nursi küreselleşmeye nasıl bakıyor?
Müslüman’ın yapması gereken, küreselleşme ve modernitenin zararlarınıeleyerek, faydalı yönlerini almak olmalıdır. Bunlar yapılırken İslam’ıntemel değerleri muhafaza edilmelidir. Burada küreselleşme ve modernite Müslümanlarınkarşısına değil yararına olabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken konu,modernite ve küreselleşmenin temel bazı yaklaşım farklılıklarıdır.Mesela çevremizde cereyan eden olayların Allah tarafından değil tabiat tarafındanyürütüldüğünü söylediklerinde İslam’a bir tehdit haline gelirler. Nursîbu bakış açısının karşısında durup, buna karşı mücadele vermekgerektiğini öne sürer. Büyük ihtimalle, müspet bir yaklaşım şekli ileiyi olan şeylerin kabul edilebileceğini ve kötü şeylerin reddedilebileceğiniortaya koyar. Bu çok ilginç bir argüman, ve bu argümanı Risale-i Nur’un pekçok yerinde çok iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. Zaman zaman bu konuyavurgular yapmaktadır. Bir Müslüman’ın bulunması gereken noktayı ortayakoyan yaklaşımın diğer bir yönü, çok önemlidir. Bana göre, Nursî içinmodernite ve küreselleşmenin önemi Müslümanların benliğine yaptığıetkidedir; fizikî bir güç olarak değil, esas yönü ile psikolojik bir güçtür.Müslümanlar, Batıdan gelen bilimin her şeyi açıkladığı Allah’ın birrolü olmadığı düşüncesine inanırlarsa, pek çok problemle yüzleşeceklerdir.Bu bakış açısının etkisi altındaki Müslümanlar, Avrupa, Hıristiyanlıkve Batı’nın modern bir yaşantı şekli olduğunu ve ilerlediklerini ve"gitmemiz gereken yön bu olmalı" düşüncesine kapılacaklarınıöne sürmektedir. Böyle bir düşünceye kapılanların da maddeye olan yakınlıklarıartacak ve daha materyalist düşünmeye başlayacaklardır. Böylece Küreselleşmeninferdî düşünce üzerindeki etkileri sonucunda, insanları kontrol altınaalması kolaylaşacaktır.
Tebliğinizde "bilimselcilik" şeklinde bir terim kullandınız. Küreselleşmeve modernite ile birlikte düşünüldüğünde bu terim neyi ifade etmektedir.
"Bilimselcilik" bilimin her şeyi açıklayabileceğine inanmaktır.Herhangi bir konuda aklına takılan bir şey varsa veya yeni bir şeyinsebebini araştırıyorsan, bu konuyla ilgili bilimsel bir bilgiye eriştiğindeproblem çözülmüştür. İslam, bilimsel bilginin bir şeyin niçin olduğunusadece kelimelerle açıkladığını, aynı olayla ilgili daha derin açıklamalarında olduğunu öne sürer. Bu noktada Bediüzzaman, Gazalî gibi pek çok İslamdüşünürüne benzer şekilde, Müslümanlar için yalnızca Allah kelimesininkullanılmasının, gerçekten bir Allah inancı olmaksızın yeterli olmadığınısöyler. Mesela, pek çok Müslüman yaptıkları işlerde "inşaallah"kelimesini kullanırlar. Terim olarak inşaallah "eğer Allah isterse"anlamına gelir bazen bu kelime Allah’ın izin vermesi düşünülmeden dekullanılabilir. Yani hayatınızın Allah’ın kontrolünde olduğuna inanmaksızında bu kelimeyi kullanabilirsiniz. İşte bu tür bir kullanım"bilimselcilik" için örnek olabilir. Bu düşünce şeklinde Allah günlükhayatımızda gerçekten rol oynamaz. Bediüzzaman her işin gerisinde Allah’ınrolü olduğu ve hayatımız O’nun ellerinde olduğu anlayışını ortaya koymagayretiyle Risale-i Nur davasına sahip çıkmıştır. Gerçekten dindarinsanlar olmak istiyorsak her şeyin gerisinde Allah’ın kudret elini görmemizgerekmektedir. Ama bu çok zordur. Her şeyin gerisine, mesela havanın,iklimlerin, elektriğin, tabii gördüğümüz olayların arkasında Allah’ınkudret elinin işlediğini kabul edebilmek ya da anlayabilmek çok zordur. İşteRisale-i Nur insanları buna davet ediyor.
Küreselleşme, günümüzde karşı konulmaz bir süreç olarak toplumlarıetkisi altına almaya başladı. Bu daha çok Batı’nın ve modern toplumlarınDoğu’yu istilası ya da kontrolü altına alması gibi bir yapıda ilerliyor.
Bu kaçınılmaz bir süreç. Uzun vadede kültürlerin küreselleşmeninetkilerinden tamamen kurtulabilmeleri bana göre çok zor. İki ay önce KuzeyAfrika’daydım, insanların olmadığı develer üzerinde seyahat edilen biryerdeydim, Morocco… Çok basit hayatları olan, develerle seyahat edip, çadırlardayaşayan insanların yaşadıkları yerlerde televizyon olduğunu ve televizyonseyrettiklerini görünce kendi kendime "İşte küreselleşme budur"dedim. Çölün ortasında bile küreselleşmenin etkileri açıkça görülüyordu.Zannediyorum bu artık kaçınılmaz. Bütün dünyayı etkisi altına alacak güçlerinoluşması kaçınılmazdır.
Nursi küreselleşmenin olumsuzlularına karşı direnmeyi öneriyor…
Nursî, İnsanlara küreselleşmenin menfi yönlerine karşı direnmelerini öneriyor;ellerinden geleni yaptıktan sonra onun tabiri ile "tevekkületmek"ten başka çıkar yol yoktur. Tek yapılması gereken iyi ve kötününayırımı, çünkü küreselleşmenin pek çok yönleri de faydalı. Mesela, tıptabilgi alış-verişinin ortamında faydalı tarafları var. Mesela. "İlimÇin’de de olsa alınız." Hadisini düşündüğümüzde, bu da küreselleşmeninolumlu taraflarını ifade ediyor olmalı. İslam toplumları da bugüninterneti çok etkin şekilde kullanıyorlar. Yani dünyadaki İslam toplumlarıinternette davalarını ve inandıkları fikirleri diğer insanlarayayabiliyorlar. Bu da çok etkili bir yöntem.
Nursi bu şartlarda insanlara neyi öneriyor?
Tebliğimde modernite ve post modernite arasındaki farklılıkları ortayakoymaya çalışmıştım. Modernitede bir topluluğun başka bir topluluk üzerindehakim olma düşüncesi var. Post modernitede ise herhangi bir şekilde başkabir kişi veya topluluğu baskı altında tutamazsınız. Çok farklı düşünceler,çok farklı yaşam tarzları ve karışıklıklar olmasına rağmen net birçözüm yoktur. Nursî, bu kafa karıştırıcı şartlara uyum sağlayabilmekiçin insanların yeterince güçlü bir manevi donanıma sahip olmalarını önermektedir.Risale-i Nur buna yönelik geliştirilmiş bir metoddur ve oldukça daetkilidir.
Bir kısım entelektüeller küreselleşmeyi modernitenin bir aşaması görüyor.
Küreselleşme, modernite ve post modernitenin ne kadar uzak olduğu veya aynıolup olmadıkları sorusu ilginç. Buna direnç gösterebilir miyiz? Evet gösterebiliriz.Gösteren toplumlar da var. Mesela, Amerika’da bazı Hıristiyanlar var.Elektrik kullanmıyorlar, televizyon seyretmiyorlar. Orta uzunlukta sakallarıvar ve çok basit, sade bir hayat yaşıyorlar. Ev kullanmıyorlar, arabalarıyok ve ata biniyorlar. Ancak bu bana mantıklı gelmiyor. Şehrin ortasında böylebir şekilde hayat aptalca, Müslümanlar bilim adamı, avukat, muhasebeciolarak medeni hayat içinde yerlerini alırlar. İyi birer Müslüman olarak günlükhayatın içerisinde yer alması, Nursi’yi daha fazla memnun edecek bir yaklaşımolur.
Küreselleşmenin bir de Amerikanlaşma boyutu var…
Evet zannediyorum bu tamamen doğru, eğer Türkiye’deki insanlarMcDonalds’larda yemek yemeye başladılarsa ve McDonaldslar ülkenin önemliyerlerinde gün geçtikçe artıyorsa küreselleşme etkisini gösteriyordemektedir. İnsanlar Batılılaşma endişesiyle McDonalds’larda yemeyi bir değerolarak algılıyorlar. Aslında bu kaçınılmaz bir son olmamakla birlikte dünyadatoplumlar artık benzer şekilde yaşamaya, benzer binalarda yaşamaya, aynı türdenyiyecekler yemeye ve benzer şehirlerde yaşamaya başlıyorlar. Aslında bu gerçek,Nursi’nin yaklaşımında ideal bir toplum değildir. Ben farklılıklardan dahafazla hoşlanıyorum. Mesela Amerika’da çok farklı kıyafetlerde, farklı yaşantışekillerine sahip pek çok insan var. Post modernitede herkesin kendi değerleriniön plana çıkarıp onların şekillendirdiği halde yaşamak sözkonusuedilir. Bunun olumsuz yönleri de vardır. İnsanlar böyle bir yapı içindekendilerini, kalabalık toplumlar içerisinde yalnız hissedebilirler.
Bediüzzaman’ın küreselleşme ya da Batı medeniyetinden yararlanılmasıkonularında yararlanılacak bir fikri var: Avrupa iki kategoride değerlendiriliyor.Hakiki İsevi dininden kaynaklanan olumlu durumlar ve Batı medeniyetin çatışmacı,unsuriyetçi ve sefahatçı gibi kötü yönleri…
Bana göre Bediüzzaman bu noktada çok başarılı bir yaklaşım sergiliyor.Nursi, Batı Medeniyetini iyi tahlil etmiş. Batı medeniyetini iyi ve kötü yönleriyleele alıyor. Hıristiyan kültürünün, hala korudukları pek çok manevi değerlerolduğunu öne sürmektedir. Hıristiyanların pek çok kötü tarafları,dejenere olmuş yönleri bulunmakla birlikte halen korunan bu manevi değerlerve Hıristiyan kültürünün iyi tarafları alınabilir. İnsanlar gündelik yaşantılarındamedeniyetin getirdiği nimetlerden istifade ederken sağlam bir inanç yapısınasahip fertler olarak yaşayabilirler. Sosyal hayat içinde yaşarken din ve dünyayıbirbirinden ayırmak çok zordur. Bir taraftan varlıklı olmaya çalışırkendiğer taraftan manevî hayatınızı yürütmemiz gerekir. Bu yüzden Risale-iNur, din ve dünya hayatının birlikte yürütülmesini önermektedir. Bediüzzamanihtiyaç duyulan miktarda varlık temini için gayret edilmesini kalbin bu varlığabağlanmamasını tavsiye eder. Zaten ihtiyaçlar da öyle çok fazla değildir.İhtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra daha önemli şeyleri düşünmeliyiz.Hayatımız maddi şeyleri düşünmekle değil, maddi ihtiyaçların karşılanmasındansonra manevî şeyleri, yaratılış gayemizi düşünmekle geçmeli.
Said Nursi düşüncelerini paylaşanlar Batıdan nasıl görünüyor? Siz birfelsefeci olarak bu hareketi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Batı’daki insanların genel düşüncesinde İslam topululukların saldırgan,düşmanca ve radikal bir imajı vardır. Aslında, Nursî’nin mesajları hakkındada yeterince bilgilenmiş değiller. Nurcuları çok iyi tanımıyorlar ve Müslümangruplarla ilgili genel yaklaşım içinde değerlendiriyorlar. Batılılara Nursîve Nurcuları anlatmaya çok büyük ihtiyaç var. Aslında önümüzdeki yıl,Amerika’lara Nursî’yi tanıtacak, onun nasıl bir İslam anlayışı olduğunuanlatacak bir konferans düzenlemeyi ümit ediyoruz. Amerika’da sufîlik vetasavvuf biliniyor; ancak bazı Amerikalılara göre sufîlikte sosyal hayatauygun bir yaşantı şekli değil. Bir kısmı ise, Sufîlik, Selefiyecilik veVehhabilik gibi akımların hepsinin bir olduğunu düşünüyor ve toptancıbir yaklaşım görülüyor. Hepsini Müslüman kelimesi içinde ele alıyorlar,zannediyorum… Batılıların farklı İslamî yaşantı şekilleri ve farklıİslam ekolleri hakkında eğitilmeye ihtiyaçları var.
Nursi’nin mesajlarının Batı’da daha iyi anlaşılması yerleşik İslam imajınındeğişmesini sağlar mı?
Evet, çok daha pozitif bir İslam nosyonu olacağını, İslam’a ve Nurculuğadaha çok ısınacaklarına inanıyorum. Mesela biz Amerika’da küçük birkasaba olan Kentucky’de yaşıyoruz ve bulunduğumuz yerde iki adet cami var.Bunlardan birisi Filistinlilerin… Daha geleneksel, bayanların saçının örtülüolduğu, erkek ve kadınların ayrı oturduğu bir yapı var. Diğeri ise, zenciAmerikalıların, bu daha çok sufî geleneğine uygun ve daha liberal. Yalnızcabizim küçük kasabamızdaki iki camide bile farklılıklar var. AncakAmerika’daki insanların zihninde Müslüman denince tek bir kavram var. Farklıİslamî yaşantı şekilleri olduğunun ve değişik özelliklerde Müslümanlarınvarlığının anlatılması ve bu konularla ilgili olarak Batılıların eğitilmesilazım. Batılılar için daha uygun bir İslami yaşantı olduğunu düşündüğümNursi’nin önerileri mutlaka Batıda yaygınlaştırılmalıdır.
Editör
Yazıyı okumak için tıklayınız...Hüseyin Hatemi
Yazıyı okumak için tıklayınız...Selim Sönmez
Yazıyı okumak için tıklayınız...S. J. Thomas Michel
Yazıyı okumak için tıklayınız...Süleyman Uludağ
Yazıyı okumak için tıklayınız...Furkan Aydıner
Yazıyı okumak için tıklayınız...Bahadır Eroğlu
Yazıyı okumak için tıklayınız...Hakan Yalman
Yazıyı okumak için tıklayınız...Oliver Leeman
Yazıyı okumak için tıklayınız...Ziya Kazıcı
Yazıyı okumak için tıklayınız...B. Sait Çiftçi-Hüseyin Kara
Yazıyı okumak için tıklayınız...Nazmi Eroğlu
Yazıyı okumak için tıklayınız...Ahmet Dursun
Yazıyı okumak için tıklayınız...Hüseyin Özdemir
Yazıyı okumak için tıklayınız...Yunus A. Çengel
Yazıyı okumak için tıklayınız...Murat Gülkıran
Yazıyı okumak için tıklayınız...Bediüzzaman Said Nursi
Yazıyı okumak için tıklayınız...