Bilim ve Din
"Kış 2005" 89. Sayı
Editör
İnsan yaratılışı gereği kendisini ve çevresini tanımaya çalışan ve bu amaçla inceleyip, sorgulayan bir varlıktır. "Ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum?" gibi sorulara cevap aramaktadır. Bu arayış içerisinde varlığı sorgularken aklın verileri ve vahyin verileri şeklinde iki tanım alanı karşısına çıkmaktadır.
İşte, bilim ve din tartışması bu noktada düğümlenmektedir. İnsanların varlığı okumak suretiyle elde ettikleri sistematik bilgi/bilim ile vahiy yoluyla Yaratıcı’dan elde edilen bilgi arasında nasıl bir ilişki kurulmalıdır? Bu iki yaklaşım çatışan bir özellik mi gösterir, yoksa birbirini destekleyen bir mahiyet mi arz eder?
Bu arayış içerinde ortaya konan tartışmalar insanlık tarihi boyunca farklı felsefi ekolleri ve inançları doğurmuş, özellikle Ortaçağdan itibaren bu ikili arasındaki ilişki ayrışmış bir yapı sergilemiştir. Bu ayrışma siyasi, sosyal ve iktisadi pek çok çatışan sistemlerin ortaya çıkmasına yol açmış ve sonuçta toplumun bütün müesseseleri bu çatışmadan payına düşeni almıştır. En çok etkilenen de birey olmuştur.
Dünyanın genelini etkileyen bu ayrışma Türkiye’de de kurumlar, inançlar ve kişiler arası çatışmalara yol açmış, sistem değişikliklerini netice vermiştir. Bu çatışmaların yol açtığı sancılar varlığın sadece maddi alanda tanımlanmasının yetersizliğini ortaya koymuş; daha bütüncül yaklaşımlar gündeme gelmiştir.
Bu noktada Bediüzzaman Said Nursi’nin akıl ve vahiy bütünlüğü içerisinde varlığı anlamlandırma yaklaşımı bilim-din çatışmalarını ortadan kaldırıp, insanlığa yeni bir bakış açısı ve çözüm yolu sunmuştur. İnsanlığın geleceği açısından bu çözüm yolları üzerinde durulmalı ve bir çıkış noktası olması açısından ele alınmalıdır.
İşte, II. Ulusal Risale-i Nur Kongresi’nde buna benzer sorunsalları tartışmak, bu konuda Risale-i Nur’un düşünce hayatımıza yaptığı katkıya dikkat çekmek amacıyla "Bilim ve Din" konusu tartışıldı. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından 26-27 Mart 2005 tarihlerinde düzenlenen Kongre’de, yedi masa etrafında yürütülen atölye çalışmalarından (workshop) çıkan ortak metinler kamuoyuyla paylaşıldı. Biz de bu sayımızda gerek kong-rede sunulan tebliğleri, gerekse sonuç bildirilerini yayımlayarak bu değerli çalışmaları daha geniş kitlelere ulaştırmayı ve kalıcı kılmayı amaçladık.
***
Sizleri dergimizle baş başa bırakırken, 90. sayımızla yeniden buluşmayı diliyoruz.
Editör
Yazıyı okumak için tıklayınız...Editorial
Yazıyı okumak için tıklayınız...Atilla Yargıcı
Yazıyı okumak için tıklayınız...İshak Aslan
Yazıyı okumak için tıklayınız...Kadir Canatan
Yazıyı okumak için tıklayınız...Alev Erkilet
Yazıyı okumak için tıklayınız...Taha Akyol
Yazıyı okumak için tıklayınız...Bahri Dayıoğlu
Yazıyı okumak için tıklayınız...Fatih Okumuş
Yazıyı okumak için tıklayınız...Bünyamin Duran
Yazıyı okumak için tıklayınız...Reha Fırat
Yazıyı okumak için tıklayınız...İsmail Benek
Yazıyı okumak için tıklayınız...Yasin Yılmaz
Yazıyı okumak için tıklayınız...Mustafa Y. Nutku
Yazıyı okumak için tıklayınız...Şaban Döğen
Yazıyı okumak için tıklayınız...İntizam Seyda Durgun
Yazıyı okumak için tıklayınız...Ali Ferşadoğlu
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...[Sonuç Bildirisi]
Yazıyı okumak için tıklayınız...