Köprü Anasayfa

Eylül-Aralık 2018

"Köprü" 141. Sayı

  • Editörden

    Editorial

    Mehmet Kaplan

    Sosyolog

    Köprü • Sayı: 141 • Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2018 • ISSN: 1300-7785

    Köprü’nün 141. sayısında çağın, insanlığın ve Müslümanların sorunlarına imanî bir bakışla çözümler sunan birbirinden değerli çalışmalar ile huzurlarınızdayız. Bu sayımızda farklı konular üzerine yazılmış makalelere yer verdik. Dergimizde toplam dokuz adet çalışma yer almaktadır. Bunlar sekiz makale ve Risale-i Nur’dan “birlikte yaşama kültürü” hakkında seçme metinler yer almaktadır.

    İlk makalemiz İbrahim Kaygusuz tarafından kaleme alınan “Savaşın ve Göçün Kıskacındaki Yeni Dünyanın Krizleri” başlıklı yazıdır. Çalışmada dünyanın büyük bir dönüşüme sahne olduğunun, savaş ve göç olarak dışa yansıyan bu dönüşümün de temelinde devasa bir ekonomik kavganın yattığı ifade edilmektedir. Said Nursi’nin mazlumlara dokunan büyük ekonomik krizlere karşı din, ahlak ve insan temelli çözüm önerileri sunduğuna dikkat çekilmektedir. “Nursi’ye göre çözüm Kur’an medeniyetinin önerdiği yardımlaşma duygusunun toplumlara egemen olmasıdır.” Ve bu duygunun toplumlara egemen olduğunda küresel huzuru beraberinde getireceği ileri sürülmektedir.

    Atilla Yargıcı, “İhlas Risalesi Çerçevesinde Birlikte Yaşama Kültürü” isimli makalesinde, ayet ve hadislerde ihlas konusunun önemli bir yer tuttuğu ve birçok İslam âliminin de ihlas hususunda fikir beyan ettiğine dikkat çekmektedir. Çalışmada öncelikle Kur’an ve hadislerdeki ihlas konusuna temas edilmiş, sonra da Bediüzzaman Said Nursi’nin ihlas konusundaki görüşleri birlikte yaşama kültürü çerçevesinde ele alınmıştır.

    Mustafa Said İşeri “Risale-i Nur’un İki ‘Odak Kelime’si: Mana-yı İsmî ve Mana-yı Harfî” isimli makalesinde, semantiğin odak kelime kavramından hareketle Bediüzzaman Said Nursi’nin ilminin dört ana esası arasında saydığı mana-yı ismî ve mana-yı harfî kelimelerini incelemektedir. Öncelikle mana-yı ismî kavramına menfi bir mana yüklenmesine yol açan sebeplerin izi sürülerek bütüncül bakıştan yoksun böyle bir yaklaşımın ne derece büyük bir hata olduğuna dikkat çekilmiştir. Ardından bu iki odak kelimenin nahiv ilmine uzanan köklerine değinilmiştir. Nihayette de Risale-i Nur’un bütünlüğü içinde bu kapsamlı kavramların geniş perspektifi ortaya konmaya çalışılmıştır.

    Ahmet Nazlı ise “İttihad-ı İslamcılığın Doğuşu ve Risale-i Nur’da İttihad-ı İslam” isimli makalesiyle, Eski Said dönemine denk gelen Osmanlı devletinin son senelerinde Bediüzzaman Said Nursi’nin ittihad-ı İslam’ı savunanlardan olduğunu ancak Yeni Said döneminde bu davasından vazgeçip bunun yerine daha ahlakî ilkeleri savunduğunu ileri sürmektedir. Müslümanların aslında daha derin problemleri olduğu ve bu problemlere çareler üretmek amacıyla onun risaleler yazdığı ifade edilmekte ve bu çerçevede Uhuvvet ve İhlas risaleleri incelenmektedir.

    Bilal Sambur “Sahih İnsani Paradigma Olarak Müsbet Hareket” isimli makalesinde, yirminci yüzyılın önemli Müslüman alimlerinden Said Nursi’nin insanın insanlığına yakışır şekilde duygusal, düşünsel ve davranışsal düzeyde nasıl bir perspektife sahip olması gerektiği sorusuna cevap aradığını ve kişinin insanca yaşamasını sağlayacak metot olarak “müsbet hareket” metodunu ortaya koyduğunu ifade eder. Makale müsbet hareket kavramını sahih insanî paradigma olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.

    Recep Ardoğan “İnsanda Farklı İçgüdü ve Potansiyeller: Denge Unsuru ve Fazilet Kaynağı” isimli makalesinde yaratılıştan insana verilen temel potansiyeller ve bunların hikmeti ve denge hâline ilişkin Risale-i Nur’da yer alan açıklamalar güncel bir dil kullanılarak ortaya konmaktadır.

    A. Levent Ertekin “Birlikte Yaşamaya Mecbur ve Mahkûmuz!” makalesine yüzyılın ortasında yaşanmış bir olayla başlar ve birlikte yaşamaya mecbur ve mahkûm olduğumuzu ifade eder. Önce “farklılaşma”, “bütünleşme” ve “birlikte yaşama” kavramları üzerinde durulmakta. Birlikte yaşamanın kavramlarını anlamadan birlikte yaşamak mümkün olamayacağı ifade edilir. Daha sonra birlikte yaşamanın önündeki engelleri iki başlıkta analiz edilmekte ve bundan bir sentez çıkarılmaktadır.

    Abdulkadir Menek ise “Hürriyet veya Nefsin Esareti” isimli makalesiyle nefsî esaret ve ruhî hastalıklarla mücadele eden insanlığın önünde yegâne çare olarak, İlahî emir ve yasaklar çerçevesinde bir hayat yaşamak dışında herhangi bir alternatifin bulunmamakta olduğunu örneklerle ortaya koymaktadır.

    Son olarak Risale-i Nur’da “Birlikte Yaşama Kültürü” muhtevalı hazırladığımız metin yer almaktadır. Sizi yazılarla baş başa bırakırken bir sonraki sayımızda görüşmek üzere inşaallah.

    Eylül 2018

    We are in the presence of you with valuable articles which offer solutions to the problems of age, humanity and Muslims with a faithful view in the number 141 of Köprü/Bridge journal. In this issue, we gave a place to articles written in different topics. There are a total of nine works in our journal. There are eight articles and selected passages of “culture of living together” from Risale-i Nur.

    Our initial article is an article titled “The Crisis of the New World in the Grip of War and Migration” which was written by Ibrahim Kaygusuz. In this study, it is stated that the world has witnessed a major transformation, and a huge economic fight lies at the bottom of this transformation reflected outward as war and migration. It is pointed out that Said Nursi offers religious, moral and human-based solutions to the great economic crises that harm the oppressed. “According to Nursi, the solution is that the sense of cooperation offered by Qur’an civilization dominates societies.” And it is claimed that this sense will bring global peace when it dominates societies.

    Atilla Yargıcı with article entitled “Culture of Living Together in the Framework of Risale of Sincerity” points out that the theme of sincerity has an important place in verses and hadiths, and many Islamic scholars give an opinion on the theme of sincerity. In the study, firstly the theme of sincerity in Qur’an and hadiths was mentioned, and then the views of Bediuzzaman Said Nursi on the theme of sincerity were discussed within the framework of the culture of living together.

    From the concept of focus word of semantics, Mustafa Said İşeri examines “self original meaning” and “meaning indicating the Author” which are among four main principles of wisdom of Bediüzzaman Said Nursi in his article “Two ‘Focus Words’ of Risale-i Nur: Self Original Meaning and Meaning Indicating the Author”. First of all, it was pointed out that an approach lacking a holistic view is a big mistake by tracing the reasons that cause attribution of negative meaning to the concept of “self original meaning”. Afterwards, the roots of these two focus words, which are related to syntaxology were mentioned. Ultimately, the broad perspective of these comprehensive concepts was tried to be presented in the entirety of Risale-i Nur.

    Ahmet Nazlı with article entitled “The Birth and Concept of Unity of Islam and Unity of Islam in Risale-i Nur” claims that Bediuzzaman Said Nursi was one of the defenders of Unity of Islam in the last years of the Ottoman Empire, which coincided with the period of Old Said, but he gave up this cause and defended more moral principles instead in the period of New Said. It is stated that Muslims actually have deeper problems and that he wrote risale in order to produce solutions to these problems and in this framework, Risale of Brotherhood and Risale of Sincerity are discussed.

    Bilal Sambur states that Said Nursi, one of the important Muslim scholars of the twentieth century, sought answers to the question of how human beings should have a perspective on an emotional, intellectual and behavioral level, and that he presents “positive action” as a method to ensure that the person lives humanely in his article “Positive Action as Authentic Humanitarian Paradigm”. The article aims to present the concept of positive action as authentic humanitarian paradigm.

    Recep Ardoğan presents innate basic potentials of humans and the explanations in the Risale-i Nur concerning the wisdom and balance of these potentials by using a current language in his article “Different Human Instincts and Potentials: Balance Factor and Source of Virtue”.

    A. Levent Ertekin begins his article “We are Obligated to Live Together” with an event that happened in the middle of the century, and states that we are obligated to live together. Firstly, the concepts of “differentiation”, “integration” and “living together” are emphasized. It is stated that it will not be possible to live together without understanding the concepts of living together. Then the obstacles to living together are analyzed in two topics and a synthesis is made from this.

    As a sole remedy for mankind, who struggles against the enslavement of the self and mental illnesses, Abdulkadir Menek presents that there is no alternative other than living a life within the framework of divine orders and prohibitions in his article “Enslavement of Liberty or the Self”.

    Finally, there is the text that we prepared for “culture of living together” content in Risale-i Nur. While leaving you with articles, we hope to be in the presence of you with the subsequent issues.

    September 2018