Köprü Anasayfa

Kabe Merkezli Bir Ortadoğu

"Kış 2015" 129. Sayı

  • Ortadoğu'da Bir Arada Yaşama Kültürünü Hayata Geçirmek

    Köprü • Sayı: 129 • Kış 2015 • ISSN: 1300-7785 • ss. 51-71

    Muhittin Ataman

    Prof. Dr., Yıldırım Beyazıd Ünv., Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi, SETA Genel Koordinatör Yrd.

    Konuşan: Hayati Binler

    Ortadoğu yalnızca coğrafi bir tanımlama mıdır yoksa daha derin bir tanımlamayla dini, kültürel ögeleri mi içinde barındırmaktadır? Ortadoğu nedir, sizin zihin haritanızda nasıl tanımlanmaktadır?

    Tam olarak ikinci soruda getirmek istediğim yere getirdiniz. Sizin de belirttiğiniz gibi İslam coğrafyasına çekilen sınırlar var. Bizlerin, yani kardeşliği ve dayanışmayı emreden bir dinin mensuplanrun belirttiğiniz coğrafya içinde halen çatışma içinde olmasını ve sağlam bir barış ortamının temin edilememesini neye bağlıyorsunuz?

    Gerçekten son yıllarda Irak, Afganistan, Filistin gibi birçok İslam ülkesinin çeşitli işgallere ve saldırılara maruz kalması, İslam’ın !Ilamur bölgelerinin çiğnenerek, yüz binlerce Müslümanın katledilmesi, İslam dünyasında terör kaynaklı olayların artması çözüm arayışlarını hızlandırmakta, bu arayış da “İttihad-ı İslam” fikrinin gündemimize alınmasını zaruri kılmaktadır. Teorik olarak İslam Dünyası’nın geleceği açısından büyük öneme sahip olan “İttihad-ı İslam” düşüncesinin gerçekleşmesini mümkün görüyor musunuz? İttihad-ı İslam düşüncesi pratik alanlara nasıl taşınabilir?

    ‘Efradını cami ağyarını mani’ şekilde ifade ettiniz. Peki, jeostratejik, kültürel-ekonomik. parçalardan büyük bir öneme sahip olan bugünkü süreci, Batı açısından nasıl değerlendirirsiniz? Bir de Batılı büyük oyuncular için Ortadoğu’nun arıları nedir, Batı bu kavganın neresindedir?

    Şimdi biraz daha yakına getirerek, daha spesifik bir sorumuz var Hocam. Arap Baharı meselesinde neler oldu? Arap Baharı gerçekten bir hürriyet hareketi miydi yoksa Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek üzere kurulan bir mühendislik projesi miydi? Arap Baharı’nın işaret ettiği sosyo-kültürel alanlar, bu toprakların beklentileri açısından nasıl değerlendirilmelidir?

    İslain’ın malumunuz olduğu üzere hürriyeti, istişareyi esas kılan emirleri var, vurgulan var. Fakat buna rağmen günümüz Ortadoğu’sunda despotik yönetimlerin hakim olduğunu görüyoruz. Görünürde cumhuriyet olan fakat uygulamada monarşik olan yapılar söz konusu. Bunların varlığım nasıl açıklayabiliriz? Bu noktada, Bediüzzaman Hazretleri’nin Hutbe-i Şamiye ve Münazarat’ta ortaya koyduğu muhtelif fikirler var. Onun hürriyetçi yaklaşımlarını ve analizlerini nasıl bu olaylarla birlikte nasıl değerlendirebiliriz?

    Biraz da demokratikleşme meselelerini konuşalım isterseniz. Siz İslami vurguların pratiğe aktarılamaması hususunda yerinde tesbitlerde bulundunuz. İslam’ın hürriyetçi metinlerine rağmen bunun uzağındayız. Bugün Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ülkelerin demokratik yöntemlere kavuşturulması için neler yapılabilir?

    Biraz da güney komşumuza inelim. Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz. Bizdeki Kürt sorunu etrafında gelişen çözüm süreci.ve benzeri meseleler muvacehesinde düşünüldüğünde Ortadoğu’yu nasıl bir gelecek  beklemektedir?

    Az önce gerçek İslam manasını konuşurken IŞİD’vari yapılan kastetmediğinizden de bahsedelim. IŞİD ve benzeri yapılanmaları, nasıl değerlendirmek gerekir? Türkiye’nin son dönemde Ortadoğu’da icra ettiği politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Peki nihai olarak, kadim medeniyetlerin ve inançların beşiği olan  Ortadoğu’da dünya barışı ve insanların geleceği açısından oluşturulması gereken barış ve huzur ortamı için neler yapılmalıdır, neler yapmak lazım?

    Yazının tamamını görüntülemek için lütfen tıklayınız!