Köprü Anasayfa

Medeniyet

"Kış 2003" 81. Sayı

  • Amazonlar Efsanesi ve Çağdaş Medeniyetin Getirdikleri

    Bahadır Eroğlu

    Araştırmacı-Yazar

    Eski çağlarda, yüzlerce, hatta binlerce yılı aşan bir zaman sürecinde,Anadolu ve çevresinde yer alan bölgelerde kadının toplum içindeki yerifarklılık arz etmektedir. Bir çok kavimde, en alt düzeyden en üst düzeyekadar yer edinebilen kadının sosyal statüsüne, dönemin belgelerini tetkikeden ilim adamları dikkat çekmişlerdir. Kadının bir mal gibi görüldüğüve değerinin maddî olarak, yani, para ve malla ölçülebildiği ortamlardan,1kadın-erkek birlikteliğine dayanan ve düzenli evlilik hayatı içinde yerinialan sosyal statülere kadar bir hayat tarzından bahsedilmektedir. Öyle ki,ticari hayattan siyasî yönetime kadar, erkeklere eşlik edebilecek birmevkide, toplumsal hayatın içinde olan kadınlar hakkında Eskiçağbelgelerinde bilgiler mevcuttur. Kendi adına borç alabilen, borç verebilen,şahitlik yapabilen, kısacası mülkiyet hakkına sahip olan hür kadınlartoplumdaki yerlerini almışlardı.2 Hititler’den kalma metinlerde, kraliçeler,ülkelerinin iç ve dış siyasî ve sosyal olaylarına ilgi duymuşlar; hatta,ülkesini müstakil olarak yöneten bir kraliçeden de bahsedilmiştir.3

    Bununla beraber, yine İlk ve Eski Çağ toplumlarında tanrılarından bazılarınıkadınla simgeleyen toplumların da olduğu bilinmektedir. Nitekim, çok tanrılı(polytheism) bir inanışa mensup olan bu toplumlarda, özellikle Ege toplumlarındabu inanış en üst noktaya ulaşmıştır. Eski Yunan’da "aşk ve güzelliktanrıçası" Aphrodite’tir. Bu Romalılarda Venüs olarak bilinmektedir.Efsaneye göre bir deniz tanrıçası olan Aphrodite’e yaygın olarak tapınılmıştır.Bu inançta olan toplumların tanrıçaları, evlilikleri yönettiğine ve fahişelerikoruduğuna inanırlardı. Heykeltıraşlar bu tanrıçayı değişik biçimlerde,özellikle çıplak olarak tasvir etmişlerdir.4

    Diğer taraftan, Anadolu’da çağlar boyu anlatılan ve daha sonra yazıya geçeneskiçağ efsanelerinin, bir hakikati yansıttığı tarihi araştırmalarsonucunda ortaya konulabilmektedir. İlim adamları, çeşitli kavimlerin,Anadolu’da, binlerce yıl anaerkil bir toplum düzeni içinde yaşadığınıifade etmektedirler. Bu toplumlar, ana Tanrıça olarak kabul ettikleriilahelerini, mabut ittihaz etmişlerdir. Amazonlar’ın, kurulan bu sosyal düzeninfarklı bir yansımasını teşkil ettiği düşünülebilir.5

    Ancak, Amazonlar hakkında değişik rivayetler, çeşitli bulgular vardır. Buverilerin değişik yazarlar tarafından farklı yorumlandıkları da bir gerçektir.Çoğunlukla efsanelerle karışık açıklamalar göze çarpmaktadır. Bu da böylebir topluluğun yaşayıp yaşamadığı üzerinde şüphe doğurmaktadır.Ancak, eski çağlarda toplumları etkilemiş bir takım olaylar, sosyo-kültüreldeğişimler meydana geldiği anlaşılmakta, bu da efsanevî olayların arkaplanında bir takım gerçeklerin yattığını göstermektedir.

    Amazon, Anadolu halklarına ve Yunanlılara göre, kadın savaşçılaradenirdi. Amazonların rahat savaşabilmek, daha doğrusu, yayı rahatlıklakullanabilmek için sağ göğüslerini dağladıkları veya kesip çıkardıklarıyönünde değişik kayıtlar varsa da, sanat eserlerinde tasvir edilenAmazonların böyle olmadığı görülmektedir. Ancak, bu tür açıklamaların"amazon" kelimesinin yanlış etimolojisinden kaynaklandığı düşünülebilir;zira, a-mazos, göğüssüz anlamına gelmektedir.6 Diğer taraftan bu kelimeninYunanca’dan değil, Afrika milletlerinden geldiği de yazılmıştır.7 Belkide, bu kadın savaşçıların, erkek gibi, yani göğüssüz, dişi olmayanbiri gibi dövüştüğü ima edilmekte idi. Bugün bile şecaat, cesaret vemetanet gibi, daha çok erkekte ağırlığı hissedilen davranış ve ruh haliiçinde olan kadınlara, "erkek gibi kadın" denilmektedir. Kocasınınyokluğunda iffetini muhafaza ederek, gerektiğinde evini çekip çeviren kadınların"tam bir Osmanlı kadını" gibi ifadelerle tarif edildiğibilinmektedir.

    Efsaneye göre Amazonlar, aslı Traklar’a dayanan harp ilahı Ares ileHermonia’nin (Aphrodite) çocukları sayılırlar. Başlarında erkekbulundurmadan bir kraliçe sayesinde yönetilirlerdi. Bir görüşe göre,erkekleri yanlarında hizmetlerini görmek üzere köle olarak bulundurulurlarve onlardan çocuk sahibi olurlardı. Doğan çocuklardan erkek olanları ya öldürülür,ya da sakat bırakılırdı. Kız çocukları ise dikkatle/özenle eğitilirdi.Bir başka görüşe göre ise, yalnız evlerinin işi, avlanma ve savaşla uğraşırlar;toplumlarına erkek kabul etmezlerdi. Yılda bir kez komşuları Gargarlar’ıziyaret ederek soylarının devamını sağlarlardı. Bu ziyaretlerinden sonradoğan erkek çocuklar ya öldürülür, ya da babalarına gönderilirdi. Böyleceelde edilen kadın nesli, erken yaşta, kendi hayat tarzları olan avcılık vesavaşçılık eğitiminden geçerek istenilen bir kıvama getirilirdi. Ancak,kadınlardan müteşekkil bir toplumun, belli bir zaman sürecinde nasıl yokolmadığı hususu her zaman akla gelmektedir.8

    Amazonlarla ilgili anlatılan efsaneler, bir çok eski çağ toplumları arasındadeğişik şekillerde kendini göstermiştir. Yunanlıların yazılımetinlerinde Amazonlar hakkında yer alan bu bilgilerde bir gelişme sözkonusudur ve zaman geçtikçe, vatanları daha uzak bölgelerde düşünülmüştür.Yunanlıların kolinize ettiği Karadeniz kıyıları, yani Küçük Asya’nınkuzey-doğusu, daha önceleri Amazonlar Ülkesi olarak bilinmekte idi.9 Ancak,Amazonların bir kısmının Afrika’da, bir kısmının Asya’da yaşadığıanlaşılmaktadır. Diodorus. Afrikalıların daha eski olduklarını ve Troyasavaşından önce yaşadıklarını, Kraliçeleri Myrina’nın İsisoğluHorus’un dostu olduğunu anlatmaktadır.10 Troya’nın önündeki bir tepedemezarı bulunan ve adını Amazon Kraliçesi Myrina’dan (M.Ö. 1000) alan antikbir şehir bulunmaktadır.11

    Yurtları üstünde çeşitli rivayetler vardır. Çoğu efsanelerde Amazonlar,Karadeniz’de Terme (Thermodon) çayının kıyısında Themiskyra şehrini kurmuşlardır(Ordu ve Fatsa yakınında). Lesbos (Midilli) ve Samthrake (Semendirek, Ege’de)adalarına, Yunanistan’a, Libya’ya, sonraki devirlerde İlleria’ya kadar sokulmuşlardır.

    Amazonlar, Smyrna (İzmir), Sinope, Myrina, Kyme (Nemrut, Ege Bölgesinde),Paphos şehirlerinin ve Efes’teki Artemis kültürünün kurucuları sayılırlar.Efesos’u zapteden Amazonun adının Smyrna olduğu ve bundan dolayı İzmir’inbu adı aldığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Efesos, Kyme, Myrina ve hattaİzmir şehirlerinin kurucuları Amazonlar olduğu rivayet edilir. Ayrıca,Amazonlar efsanesinin çıkış yeri, Pallas, Athena, Artemis ve Enyo gibiilahelerin silahlı rahibelerinde, diğer taraftan kuzey ve doğu kavimlerininordularında bulunan savaşçı kadınlarda aranmıştır. Bu topluluk, Artemisile Ares’e taparlar.

    Büyük İskender’in görkemini belirtmek amacıyla anlatılan hikayelerde deyer alırlar. Başka kaynaklarda ise, Kafkasların eteklerine, Trakya, Güney İskitya’dave Tuna ağzında yerleştiklerinden bahsedilir. Ancak, Anadolu’da hemen heryerde adlarına rastlanmaktadır.12 Homeros (M.Ö. 9. veya 8. yy.), "erkekgibi" tasvir ettiği Amazonların, eski Yunan’ın efsane kahramanlarındanBelerophondes’e yenildiklerinden bahsetmektedir ki, amazon tabiri, tarihte ilkolarak rastlanan bir kayıt olarak kabul görmektedir.13

    Yunanlıların kahramanı Herakles, Amazonların kraliçesi Hippolyte’ninkemerini ele geçirmek için çıktığı seferde Amazon ülkesini fethetmiş veonları daha uzaklara sürmüştür. Theseus’un, Herakles’le birlikte Amazonlarasaldırmasından sonra, Attika’ya (Yunanistan) karşı saldırıya geçenAmazonlar, bu bölgeyi işgal etmelerine rağmen sonunda yenilmişlerdir. Bireserde, Theseus’un, Amazon kraliçesini kaçırırken gösteren muzaffer vegururlu tasviri yer almaktadır. Daha sonra Theseus, bir Amazon olan Antiope ileevlenmişti.14

    Amazonlarla Yunanlılar arasındaki bir çok savaşlar sanat eserlerinde tasviredilmiştir: M.Ö. IV. yüzyılın başlarında ata binmiş bir Amazon heykeli günümüzekadar gelebilmiştir. Amazonların at üzerinde ustaca savaşabilmelerinin,Yunanlılar üzerinde etkili olduğu düşünülebilir, zira Yunanlılar ozamanlar atı arabaya koşarak kullanmakta idiler.15

    Yine çeşitli şekillerde tasvir edilen Amazonların hareketliliği ve savaşçılığıdikkat çekmektedir. Sıçrayacakmış gibi serbest ve ayakta duran, cüretkâraneve şiddetle hareket eden, heyecandan soluyan ve mekânı seyrek bir surettedolduran hücum vaziyetinde figürler bulunmaktadır.16

    Dördüncü yüzyılda, Yunanlılarla Amazonların savaşını tasvir eden bazıkabartma levhalarda, vücutlarını geriye doğru çevirdikleri, serthareketleri ve yüzlerindeki etkileyici ifadelerle, bir Yunanlıya tekme atanveya ata ters binen Amazonlar görülmektedir.17

    Amazonların görünüşü Athena (Zeka Tanrıçası) ile aynı olduğuna inanılırdı.Savaşlarda kullandıkları silahlar; yay, mızrak, çift yüzlü hafif balta,kalkan ve tolga idi. Daha sonraki sanat eserlerinde, Artemis’e (Bereket Tanrıçası)benzer biçimde giyinmekte idiler.18

    Şunu da eklemekte yarar vardır; bazı rivayetlere göre, daha önce Maranonolarak bilinen Amazon Irmağı’na, İspanyol kâşifi Francisco de Orellana,orada rastladığını ileri sürdüğü savaşçı kadınlara atfen ve eski çağlardanberi gelen efsane kadın savaşçıların hatırasına bu ismi vermiştir (XVI.Yüzyıl).19

    Eski Çağ tarihçisi Herodot Amazonlara epeyi yer vermektedir. Ancak bu, dağınıkbir şekilde kayıtlara geçen efsanelerden daha mevziî kalmaktadır. O,Amazonların hikayesini şu şekilde anlatmaktadır:

    Sauromatoe’lerden rivayet olunduğuna göre, Yunanlılar, İskitlerin Oiorpatayani erkek katilleri adını verdikleri Amazonlarla dövüşmüşlerdir. Yunanlılar,Thermadon harbini kazandıktan sonra esir ettikleri Amazonlar’ın hepsini üçgemiye yükleyerek denize açılmışlar, fakat bu kadınlar gemileri ele geçiriptayfaların tamamını öldürmüşlerdir. Ancak gemi kullanmasınıbilmediklerinden, akıntı ve rüzgarın etkisiyle İskitlerin ülkesinde karayaçıkmışlar ve meskûn olan bölgelere yürüyerek at sürülerine sahip olmuşlardı.Böylece bu savaşçı kadınlar İskit topraklarını yağma ve talana başlamışlardı.

    İskitler, topraklarına ve meskun mahallerine saldıran bu insanlarınmahiyetini önceleri anlayamamışlardır. Daha sonra, çarpışmalar esnasındamaktul düşen Amazonların kadın olduklarını öğrenmişlerdir. Bunun üzerinekendi aralarında aldıkları bir kararla bunlarla savaşmanın anlamsız olduğukanaatine varmışlar ve seçtikleri gençlerden müteşekkil bir gurubu bunlarıntakibinde görevlendirmişlerdir. İskit gençlerinin uyguladığı taktik;onlara yakın bir mekâna yaklaşarak kamp kurmak ve yaptıklarını taklitetmek oluyordu. Ancak savaş düzeni şekline gelen Amazonlarla savaşa girmemişlerve böylece savaşmak gibi bir niyetlerinin olmadığını fiili olarak göstermefırsatı elde etmişlerdi. Zamanla karşılıklı ilgi ve ünsiyetlebirbirleriyle kaynaşıp evlenmişlerdir. Amazonlar bu gençlerle yaşayarakdillerini öğrenmişlerdir.

    Bu kaynaşmadan meydana gelen yeni toplum, İskitlerden ayrılarak başka biryurt aramışlar ve eski çağ Yunan dilinde Tanais’in ötesi denilen bu günküAzak Denizi civarında yerleşmeye karar vermişlerdir. Bu topluluğa daha sonraSaurometae denildiği anlaşılmaktadır. Bunların kadınları eski savaşçıruhlarını koruyarak, erkeklerinin yanında veya yalnız başlarınaavlanabilmekte ve savaşabilmekteydiler.20 Bu bakımdan olsa gerek, Amazonların,İskitlerin kadın savaşçıları olduğunu düşünen tarihçiler olmuştur.21Bu topluluk İskitlerin dilini konuşmakta iseler de onlar kadar düzgün konuşamamaktaidiler. Bunun sebebi, anaları olan Amazonların, İskitçeyi sonradan (kocalarından)öğrenmeleridir. Bunların adetlerine göre hiç bir kız savaşta düşmanerkeği öldürmeden evlenemeyeceğinden, bazı kızlar yaşlandıkları haldekocasız kalmakta idiler.22

    ***

    Tefessüh etmiş olan medeniyetin getirdiği akımların (modernizmin maddeciliğiön plana alması ve maneviyatı tamamen ihmal etmesi) ve hayat tarzlarınıninsanları bir meta, bir dekor olarak gördüğü bilinmektedir. "Modernçağ"labirlikte oluşan medeniyette kadınlar, eski ve ortaçağlardan beri gelen kadınınitilmişliğine bir tepki olarak, büyük oranda eşitlik, hak hukuk perdesi altındaistismar edilmekte, bir meta olarak kullanılmaktadırlar. Bu meselenin ölçüsübir türlü bulunamamakta, insanlar, hele hele kadınlar her iki halde de bununen büyük faturasını çekmektedirler. Kadınların, dolayısıyla toplumun sağlıklıbir şekilde hayatiyetini sürdürmesinde sıkıntıların ve engellerin oluşması;hatta, bunun insan cinsiyetini tahrip etmesi yönünde meydana gelen gidişatıgören Bediüzzaman Said Nursi, bunun yanlışlığına işaret ederken eski çağlardanberi insanların şuuraltına işlemiş olan ve erkek katili olarak vasıflandırılanAmazonlar’a, temsil babında ve konuya açıklık getirmek için işaret etmesidikkat çekicidir.

    Buna göre, kadınların, "Ahirzaman fitnesinde" kullanılacağınadair hadiste dikkat çekilmektedir. İslam’a karşı adeta top yekun savaş içindeolan "zındıka dalâleti", "nefs-i emmarenin planıyla",inançlı insanların gündemini meşgul ederek ve kadınları teşhirciliğe yönlendirerek,onları nefsinin esiri durumuna getirmektedirler.23 Nefsinin esiri durumunagelen şahısların başkaları tarafından kullanılmaya açık hale geldiğibilinmektedir. Kadınların aslî ve insanî görevlerinin aşağılandığı,ruhsal yapılarının tahrip edildiği ve seksüel bir obje olarak afişe edildiğibir toplumun gelecek nesilleri tehlikededir. Bu durum, zamanımızda, kavimlerinamaçsız hale getirilmesi ve uzun vadede yok edilmesinin en önemli aracı olsagerek.

    Bunun yanında, gençliğin ve güzelliğin, meşru dairede ve insan fıtratınauygun olarak kıymetinin bilinmesi gerekir ki, kısa bir zamanda ve geçicizevkler için harcanmasın; ve ebedi bir güzelliğe dönüşsün. Zira dünyevîgüzelliğin ve cinsel hazların belli bir yaştan sonra zevkleri kaybolupelemleri ve acıları kalarak, hem dünyada hem de ahirette azaba müstahakolur.24

    Dipnotlar:

    1. Fürüzan Kınal, "Eski Anadolu’da Kadının Mevkiî", Belleten,c. XX, sayı: 79, 1956,

    s. 355-356.

    2. Kınal, 357-358.

    3. Kınal, 360-361, 364.

    4. "Aphrodite", AnaBritannica, c. II, İstanbul: Ana Yayıncılık,1993, s. 397.

    5. Arza Erhat, "Amazonlar", Mitoloji Sözlüğü, İstanbul: RemziKitabevi, 1972, s. 39.

    6. "Amazonlar", İnönü Ansiklopedisi, c. II, Milli Eğitim, 1950, s.255; Erhat, "Amazonlar", 39.

    7. Herodot, Herodot Tarihi Şerhli Tercüme, VI Kitap, George Ravlinson’dan çev.Ömer Rıza Doğrul, Kanaat Kitabevi, 1941, s. 426.

    8. Erhat, "Amazonlar" 39-40; İnönü, 255-256; "Amazon",AnaBritannica, s. 75.

    9. "Amazon", AnaBritannica, s. 75; İnönü, 255.

    10. Herodot, 426.

    11. "Myrina", AnaBritannica, c. XXIII, İstanbul, 1993, s. 280.

    12. Erhat, "Amazonlar" 39-40; Hakkı Gültekin, İzmir Tarihi, İzmir:Ege Turizm Cemiyeti, 1952, s. 4, 5; İnönü, 255-256.

    13. Erhat, Amazon,

    s. 39.

    14. "Amazon," AnaBritannica, s. 75; Andreas Rumpf, Yunan ve Roma Sanatı,Çeviren: Dr. Jale İnan, İstanbul Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1949, s.38.

    15. Erhat, "Amazonlar" 40.

    16. Rumpf, 63, 89.

    17. Arif Müfit Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, TTK. 1984, s. 428; Rumpf, 122.

    18. "Amazon," AnaBritannica, s. 75; Erhat, "Amazonlar"39-40.

    19. "Amazon," AnaBritannica, s. 75.

    20. Herodot, s. 426-429.

    21. Şemsettin Günaltay, Tarih I, İstanbul, Maarif Matbaası , 1939, s. 45.

    22. Herodot, 429.

    23. Orta Doğu’da, kuşatma altında olan bir ülkenin gençlerinde meydanagelen direniş gücünü ve idealizmi kırmak, böylece nefsinin esiri durumunagetirmek için, çeşitli kanallardan porno yayını yapıldığıbilinmektedir. Bu da, bir milletin en değerli varlığı olan gençlerininideallerinden uzaklaştırılması için kadının ne şekilde kullanıldığınaverilebilecek önemli örnektir. Ayrıca, ticari bir mal gibi, kadınların seksüelbir obje olarak ileriye sürülmesi toplum hayatını tahrip ettiği kadar, bumisyonu taşıyan kadınların da ruh dünyasını çökertmekte ve bir ömür böyleceziyan olmaktadır.

    24. Said Nursi, İman Küfür Muvazeneleri, İstanbul, Yeni Asya Neşriyat.1997, s. 181-182.